Ana Renkler

22 Mart 2010 Pazartesi

Halk jürisi nasıl bir dış sestir?

Uzun ince bir yoldayım, diye başlayan şarkı gibi miniciklerin büyümesi…

Gecede yürürsünüz, gündüzde…

İlk zamanlarda gazı çıkmaz, sonra da dişi…

Halk jürisi her zaman frekansınızın tuttuğu bir dış ses olmayabilir.
Sütünüz az gelir laf işitirsiniz, normalde yumurta kıramayan insanlar size komposto tarifi verir.

Herkes ‘hmm bol tatlı ye’ der, konuyla alakası olsun olmasın…

Çünkü emziren kadının milli marşıdır ‘tatlı’ halka göre.

Dur bir araştırayım deme şansınız yoktur silkelenip kendinize gelene kadar. Çünkü doğumdan çıkıp, her ne kadar hazırlıklı da olsanız kucağınızda minicik kalp attıkça heyecanınızda büyür. Siz teoriyi bilirsiniz ama pratik başka bir şey. Elinizin ayağınıza karışması doğalken ve pek tabi duymak istediğiniz tek ses ve size o an sevimli gelen tek ses ‘miniciğin gak sesi’ iken size önce hayırlı olsun der halk jürisi, sonrasında da hayırlı olsun amacı ile gelinen nokta her zaman hayırlı olmaz.
Normal doğum yaptıysan, başlar en dokunaklısından bir hikaye anlatmaya, Zaten doğum sonrası sadece ince uçları kalmış olan sinirlerin en ince yerini de burada tüketirsiniz.

Ama siz kazara sezeryan dediyseniz asıl hikaye o zaman gelir. E neden ki? Diye sorarlar çünkü bu durum anormaldir. Sezeryan nedir ki? Bulundu mu var mı öyle bir şey? Yok sen öl ama normal doğur şeklinde yıkıcı sorulara kendinizi savunma amaçlı farkında olmadan normal doğumu deneseniz bile bunun mümkün olmayacağını anlatmaya çalışırken yaşadıklarını anımsayıp daha çok ağlamaklı olursunuz. Veya başka bir boyutu ‘tıbben imkansız’ desenizde aman tıp imkan vermemiş eskiden tıp mı vardı.Veya ‘bu benim seçimim öyle istedim’ dediğinizde boşu boşuna kendini kestirmişsin tarzındaki cevap tokat gibidir.

Ama yok metin olmak lazım. Sorulan her sorunun ardından kendi verdikleri cevap halk jürisi tarafından biraz öğretici olmakla birlikte çokça yargılayıcıdır.
Yazın doğduysa kuzucuk terletme aç üstünü, kışın doğduysa ört ört üşütme şeklindedir telkinler. Yani orta nokta hiçbir zaman aranmaz. Tek doğru tek nokta…

Bir de kucağınıza aldıysanız tamam film kopar ‘ayyy alma kucağına kucağa alışmasın.’Yani sanki el kadar bebeğe hırsızlık gibi kötü bir şeyi empoze ediyormuş hissine kapılarak olduğunuz yerde kalırsınız.

Kazara sütünüz yetmiyor ve mama takviyesi yapıyorsanız yandınız. Kendileri sütleriyle bahçe suladıkları için sizin sütünüzün olmadığını, yetmediğini anlayamazlar. Siz nasıl annesiniz kuzum? Sütünüz var da emzirmiyorsunuz el kadar bebeği. Sanki gözlerinin içinde üç boyutlu gözlük var ve görebiliyorlar süt miktarını.

Doktor bol bol yürü ayakların açılsın der yok onlar yatmandan yanadır.

Bunlarla sınırlı da değildir aslında bebek büyüdükçe devam eder gider.

Bebeğin doğumundan sonraki büyüme evresinde;

Daha yürümüyor mu?

Daha konuşmuyor mu?

Daha dişleri çıkmadı mı? (Eğer aynı kişi üst üste böyle sorular sormuşsa bu soruya içinizde tüm biriktirdiklerinizle, dişleri çıksın ilk seni ısırtacağım şeklinde düşünmenize neden olabilir.)

Siz cümlelerde ki daha kelimesine takılıp normal akıştan şüphe etmeye başlarsınız.

Çünkü halk jürisine göre bebek bir kalıptır birey değil yani fabrikasyon üründür her bebek farklı zamanda farklı tepkiler veremez, sizin buna cevap hakkınız olduğu halde bebek ve çocukların farklı dönemde farklı özelliklerini ortaya çıkarma hakları yoktur. Mecbur yaşını karşılayacak. Bu cümlenin Türkçesi ne derseniz, bebek 12 aylıkken yürümeli…

Hmm iştahsız sanırım, ardından bilmem ne çorbası tarifi verilir.

Kabız mı sabun koy biraz poposuna bak nasıl geçecek görürsün.

İshal mi patates haşla ver bak nasıl geçer.

Yoğurdu sevmedi mi az biraz şeker ekle bak nasıl sever

Çocuk tv düğmesini mi elledi, hayır deme cıs de.

Çocuk zayıf biraz yok yok sen bakamıyorsun çocuğa…

Hava çok soğuk ne işin var dışarıda hasta edersin bak.

Bu kadar çok oyuncağa lüzum yok oyalansın bir iki çıngırakla yeter…

Şimdi bu halk jürisi bazen bir kişi bazen grup olabilmekle beraber bazen çok uzağımızdaki bazense çok yakınımız olabilir.Bazen dozajı ayarlayıp bazen çok ileri gidebilir.
Uzun ince bir yolda yürümek çocuk büyütmek, bu ince yolda size ışık tutanlar olsun, destek olanlar, tecrübelerini paylaşanlar. Baktınız ki köstek oluyor size hemen yan tarafından geçin kösteğe takılmadan… Siz kendi doğrularınızla kendi yolunuzda yürürken sizin kitabınızı onlar okumasa da olur. İç ses, dış sesi bastırır.

Sevgiler…

9 yorum:

elif ada dedi ki...

Evet ya ne çok konuşuyor insanlar. Her şeyi bildiklerini sanıyorlar. Herkes doktor herkes çocuk gelişim uzmanı. Susuuuuun diye bağırmak istiyorum bazen

annesiningülü dedi ki...

oy oy bütün yaşadıklarım gözümün önünden geçti :D
birde az büyüyünce çocuk 2.si ne zaman soruları var :) bunu unutmayalım :)

benden, bizden... dedi ki...

bu yollarda yavaş yavaş yürüyen bir anne olarak bu süper tespitlerin sebebi ile tebrik ediyorum arkadaşım :) okurken bile içim sıkıldı :))))

Hilal dedi ki...

ahh o halk jürisi yok muuu:))
bana sorarsan konuşmak için konuşanlar güruhu..
sakin bir yapım olmasına rağmen hayatta kabul edemediğim tek şey, ben talep etmeden birinin bana akıl vermeye kalkmasıdır.. ne gıcık eder insanı bu halk jürisi öyle değil mi:) bazen güler geçersin, bazen de bırak kounşsunlar yazık dilleri şişmiş dersin :))
güzel bir yazıydı Gamze'cim, bir solukta okuyuverdim..

Mlke_Btkn dedi ki...

Allahtan ben yanlızım da çok fazla müdahale edenim olmuyor :))) uzaktan söyleseler de, uygulama benim elimde ;)

ihsan ve hesnanın annesi dedi ki...

bu kadar mı güzel anlatılır ya

Nur Deniz Ünal dedi ki...

iki senede iki doğum yaptım aynı şeyleri yaşadım,duydum...o kadar güzel anlatmışsın ki!!başlarda hayır diyorsun,sinirleniyorsun sonra bakıyorsun ki faydasız evet evet haklısın deyip bildiğini okuyorsun..harikasın:))))

SERRA dedi ki...

bence de bunlara kafa sallayıp bildiğini yapmak en iyisi, çook güzel özetlemişsin:)

Gamze dedi ki...

Tiryaki * tesadüf olmuş gerçekten, sevgiler...

Elif ada * gerçekten çene eşiği düşük insanlara çok tahammül edemiyor insan...

Bahar * Ay sen çok yaşa ben o soruyu unutmuşum,gerçekten bir de o soru var:))

poh poh perisi * çok teşekkürler cnm, sorma yaşarken veya yaşayanları görürken daha çok içi sıkılıyor insanın:)

hilal * teşekkürler cnm, zaten ne söylersen söyle fayda etmeyeceği için bulaşmamak en iyisi:))

Melike * bende de aynı, ama bazen her ne kadar uygulama safhasında etkileri %0 bile olsa konuşmaları bile sinir bozabiliyor:)))

ihsan-hesna'nın annesi * çok teşekkürler:)sevgiler...

nur deniz ünal* çok teşekkürler, öperim kuzucuklarını:))

serra* çok teşekkürler cnm, ewet yani en iyisi hı hı demek ama bazen insan kendini tutamayabiliyor:))

Yorum Gönder

Fikrinizi bizimle paylaşın..

Related Posts with Thumbnails