Ana Renkler

27 Ekim 2010 Çarşamba

Puzzle yapımı (peçete dekupaj yöntemi ile)




10 marifette gördüm bu fikri.
Ve daha görür görmez bilgisayarı bırakıp odaya geçtim.

Orjinalinde ahşap küplere yapılmıştı.
Ben evde bulduğum bi kontraplak üzerine yaptım.




Önce bir yüzünü beyaz akrilik boya ile bir kat boyadım.
Kuruyunca peçeteyi bütün halde yapıştırdım.
O da kuruyunca vernikledim.



En son olarak parçalara ayırdım.
Maket bıçağıyla kesmekte biraz zorlansam da çok sorun olmadı.


Minik parçalar,minik ellerle  evin muhtelif köşelerine taşınmaya başladı bile ;)

26 Ekim 2010 Salı

Bir annenin hafakanları

Kızım 2 yaşına girmek üzere..
O yeni yaşına girerken ben de gel-gitler ve kafamda onlarca soru işaretleri ile başa çıkmak durumundayım..

İlk çocuklar,hele ki uzun süre kardeşleri olmazsa- hep şımarık olmak zorundalar mıdır?

2 yaşında tüm benliklerini sararcasına ortaa çıkan bu yeni huylar geçici midir?

Şımarık olmak tam manasıyla nedir?

2 yaşındaki bir çocuğa şımarık demek için henüz erken midir?

Bebeklikten yeni çıkmış olduğunu sık sık hatırlamak mı gerekir?

Alınması gereken önlemler nelerdir? Yoksa geç mi kalınmıştır?

Her isteğini mızırdayarak anlatan ve bunu huy haline getiren minik bir kıza karşı sergilenmesi gereken tavır ne olmalıdır?

Hele ki çalışmıyor ve sürekli minikle beraberken ,hep sabırlı ve sakin olmak nasıl başarılır?

2 yaşındaki bir minik istediği en ufak şey bile yapılmayınca ya da yapılmasını beklerken gereken sabrı gösteremeyince şiddete başvuruyorsa,elinde her ne varsa etrafa atıyor ya da elinin uzandığı ilk kişiyi -büyük ya da küçük- tırmalıyorsa ne yapmak gerekir?

İstediklerini yapmamak ne kadar çözümdür?

Unutturmaya çalışmak işe yaramıyorsa,anlatmak fayda etmiyorsa, "yapma"denilen şey her seferinde daha bir hevesle yapılıyorsa anne akıl sağlığını nasıl muhafaza etmelidir?

Minikleri bu koskocaman "ego"larından sıyırmak,zamanla bu "ben" merkezli hayatlarından kurtarmak mümkün müdür?

Yoksa bu durum tek çocuk olmanın mutlak kaderi midir?

Tüm gün 100% gayret ve enerji ile bu durumla boğuşup,sabrını en üst seviyede tutmanın sonucu, sürekli yanında olan anneye kıymetsiz olduğu hissetirilir ve özlenen babaya eve adım attığı saniyeden itibaren tüm sevgi ve alaka kanalize edilirse,anne neler hissetmelidir?

"Biraz beni özlese mi acaba?" "daha az görüşsek daha sağlıklı bir iletişimimiz olur mu?" "ama o zaman tüm gün bir yabancının kızımla iletişimi nasıl olacak?"  şeklinde akla gelen sorular ve gel-gitler hemen def mi edilmelidir?


Çok karamsar bir tablo çizdim eminim.Aslında durum burada ifade ettiğim kadar kötü değil.Kızımla olmaktan çok memnunum,Allaha şükrediyorum çalışmak zorunda olmadığım için.Biliyorum o da mutlu..
Ama sadece bu sıralar sürekli bunları düşünüyor ve araştırıyorum.İleride pişman olmamak adına şimdi doğru adımlar atmak ve yerinde kararlar vermek istiyorum.

Çocuk büyütmek çok zormuş.Fiziksel ihtiyaçlar bir şekilde gideriliyormuş.Ama ya bu miniklerin karakterleri? Faydalı birer insan olarak yetişmeleri..İşte bunlar hepsinden daha zormuş.

Daha yeni başlıyoruz ama ben endişeliyim...

20 Ekim 2010 Çarşamba

Kız Çocukları İçin Keçeden Ev



Dekoratif amaçlı kullanılabileceği gibi kız çocukları için de bir nevi çanta oyuncak.
Yaparken öyle keyif duydum ki... 
Tüm oyuncaklarımda olduğu gibi tamamen el dikişi ile yapıldı.



Arkadan görünüşü





Önden görünüşü


Yandan görünüşü



Kapağı kurdele ile kapatılıyor. Kapağın iç kısmı evin bahçesi gibi düzenlendi. Bir köpek kulubesi ve 2 de ağaç var.





Sevgiyle kalın...

16 Ekim 2010 Cumartesi

Otoyol Projesi / Trafik Eğitim Halısı


Bu proje de uzun zamandır ajandamda yer alan, yapılacaklar listesinin en başında bulunan projelerden birisiydi. O kadar çok kabardı ki listem, bana çok çok zaman lazım:))  Hemen söyleyim bunu yaparken bir yanlışlık yaptım, ki o da tamamen el dikişi ile yapmak oldu. Çok vaktimi aldı, makinede diksem hemen hazır olabilirdi. Neyse %100 el emeği deyip içimi rahatlatayım en iyisi :))

Bu yukardaki, otoyolumuzun kapatılmış, kitap şeklini almış hali. Bu hali ile atıyorsunuz çantanıza, istediğiniz yere götürüyorsunuz.



İşte açılmış hali de bu. Sırasıyla anlatayım:
Sol en üst: Park yeri
Parkın altında Kaydırak
Kaydırağın altında Salıncak

En üst orta sırada benzin istasyonu
Benzin istasyonunun altında park yeri

Sağ en üst, gölet ve içinde bir adet ördek :)
Göletin altında Ev ve köpek kulubesi
Evin alt tarafı da lale bahçesi

En altta bulunan uzunca boş alan ise, otoyolda bekleme alanı...

Hadi tüm bunlara daha yaından bakalım:


Gölet ve ördeğimiz :)


 Kaydırağımız


Salıncağımız


Vee işte bu da oyuncaklarımızla şenlendirdiğimiz, canlandırdığımız otoyolumuz


İş makineleri otoparkta, benzin istasyonumuzda da hazır ve nazır bir çalışanımız :)

Gölet alanında ve evin bahçesinde palmiyeler



Ve araçlarımız yola çıktılar bile.
Arabalara aşık bir yavrunuz varsa, yapmanızı tavsiye ederim. Hem  yapımı da öyle keyifli ki.

Son olarak, poları neden daha önce kullanmadım diye bu proje sonrası düşndüm doğrusu. Bu polar ne güzel birşeymiş...

Sevgiyle kalın...

11 Ekim 2010 Pazartesi

Keçe kelebekli mobil



Adı nedir tam bilemiyorum.
Mobil,sarkaç,dönence :)
Ama resimlerden anlaşılıyordur sanırım.





Kızımın odasına kondular.
Aslında yine uzun uzun iplere takılarak odanın kapısına da yapılabilir.
Ama şu an miniğim onu kapıda tutmayacağı ve asılacağı için erteledim:)




Biz bu halinden bıktığımızda,kızım da büyümüş olur,o zaman kapıya da yaparım belki :)

5 Ekim 2010 Salı

Bir Play Group Faciası

Bu konuyu yazıp yazmamakta kararsızdım aslında. Ancak annelerin bu konuda dikkat etmeleri gerektiğini düşündüm ve yazmaya karar verdim.

Tam olarak ne zamandı bilmiyorum, sanıyorum 1.5 ay olmuştur. İşten eve geldiğim bir gün sitenin girişindeki broşür kutusunda *** anaokulunun broşürleri gözüme ilişti. Gayri ihtiyari aldım, okudum. Sitemize çok yakın bir sitenin içindeki anaokulunun tanıtım broşürüydü ve yeni sezon fiyatlarını da iliştirmişlerdi. Bir de baktım ki 1.5-3 yaş arası playgroup kayırlarımız başlamıştır yazıyor. Aman dedim, iyi bir fikir gibi. Hemen gidip görüşeyim, oğlumu haftada 1 kez 1 saat yaşıtlarıyla oynaması için götüreyim. Neyse uygun bir vakit buldum ve görüşmeye gittim. Gayet güzeldi, girişte ayağıma giydiğim galoş bile beni benden almıştı aslında. Etraf temizdi, her yeri gezdirdiler bana. İyi güzel hoş.. Çocuklar nerde dedim, şöyle böyle birşeyler söylediler. Gördüğüm sadece 2 çocuk vardı, saat 5'ti görüştüğümde. Düşündüm tüm çocuklar evine gitti heralde dedim geçtim. Üstünde durmadım. Akabinde deneme amaçlı bir gün kararlaştırdık. Ben işteyken oğluma annem baktığı için sıkı sıkı tembih ettim annemi. Aman sakın fazla kalmasın, oyun saati bitince hemen al gel. Sakın yalnız bırakma sen de yanında dur vs vs vs... Çünkü anaokulu çalışanları öyle ısrarcıydılar ki en azından deneme gününde yarım gün kalmasıyla ilgili. Gerçi ben bırak desem de annem bırakmazdı ya o da ayrı:)

Herneyse, ilk gün gittiler. Oyun zamanı süresince annem de yanında - aynı odada - bulunarak oyun oynayarak eve geldiler. Buraya kadar herşey güzel ama sadece 2 çocuk olduğunu ve onlarında 4-5 yaşlarında olduğunu öğrenince hemen anaokulunu aradım. Sonuçta ben çocuğumu yaşıtlarıyla oynaması için gönderecektim oraya. Onlar da o saatte çocukların gelmediğini, öğleden sonra geliyor olduğunu söylediler ve ertesi gün öğleden sonra programına katılmak üzere sözleşip görüşmeyi bitirdik. Ertesi gün annem yine oğlumu oyun zamanı götürdü ve o gün çocuğun alışması için yanında bulunmamasını söylemişler. Annem benimle görüştü ve dışarda beklemek üzere yanlarından ayrıldı. Anaokulunun duvarı yok, nasıl anlatsam, etrafı tamamen cam. yani sadece pencerelerden oluşuyor, içerisi tamamen görünüyor. Bu durumda gönül rahatlığıyla bırakabildik. Neyse uzatmayım o saatte diğer çocukların yemek zamanıymış, bizim minik kaşif de yemekhaneyi keşfetmek için koşup gitmiş onlarla. Bizimkini de oturtmuşlar. Annem bizimkini almak için içeri girdiğinde çay içirirlerken bulmuş. ÇAY içiyormuş çocuklar düşünebiliyor musunuz, önlerinde de domates ve peynir. Bizimki hadi playgroup, yani 1 saat oyna ve eve git.. Ama ya diğerleri? Öğlen yemeğinde yedikleri bu!!! Yanında da misss gibi ÇAY!!!

Çok kızdım çookkk...

Anaokulunun müdüresi ile görüştüğümde, tepkimi belirttiğimde, açık çay verdik birşey olmaz demesin mi bana...

Aklım almıyor bu lakaytlığı..
Minicik çocuklara çay içirip de bunu da bir matahmış gbi söyleyen müdürenin yaptığını da aklım almıyor...

Sonunda ne mi yaptım?

En iyi playgroup bizim sitenin oyun parkı dedim. Bir sürü yaşıtıyla, yanında biz olarak ve çay içmeyerek !!! oyununa devam etmesini istedim.

Müdüreye de bir daha beni aramamasını söyledim...




Related Posts with Thumbnails