Ana Renkler

9 Şubat 2011 Çarşamba

Miniklerin odalarına rengarenk panolar




Hepsini de çok keyif alarak yaptım,içine sevgimi kattım ;)



Rengarenk çalışmaları çok yakıştırıyorum ben çocuk odalarına.
Tek bir renge boğulmuş odaları pek sevmiyorum.
bu yüzden rengarek olması hoşuma gidiyor..













Ama erkekler için tabi seçenek biraz daha az..
Hoş bence çiçekli böcekli bir şey bile olabilir,ne farkeder ki..
Daha minicikler sonuçta..

Şahsen ileride oğlum olursa,erkek rengi ya da deseni diye katı bi ayrımım olmayacak :)








Ah bi de kendi çocuk ruhumu okşamak için yaptığım şöyle de bir pano var :)
Bunu kızıma değil kendime yaptım.
Bir baykuşseverim ben sanırım :)


Bu bay ve bayankuşu gördükçe gülümsüyorum.
Onlar da belli etmeseler de içlerinden gülüyolar biliyorum :))


16 Aralık 2010 Perşembe

Tiryaki Annenin çiftliği - Parmak kuklalar





Fillerim


Pandalarım



Ördeklerim


Kardanadamlarım



Çiçeklerim



Güneşlerim




Tavuklarım



Maymunlarım



Arslanlarım



Elmalarım


Çileklerim



Üzümlerim

Hepsi bu çiftlikte...
Yakında bir çok çocuğun yüzünü güldürmek üzere topluca yola çıkacaklar :)

9 Kasım 2010 Salı

Rengarenk keçe pano





Çok sevdiğim canım arkadaşımın henüz 1 haftalık oğlu Muhammed Enes için yaptım bu panoyu.

Henüz bir bebecik olduğuna göre,renkli renkli olmasında bir sıkıntı olmasa gerek :)




Ayrıca birçok ayrıntıda ilham kaynağım Sesiberin linkini vermemek sanırım haksızlık olur...








Allah uzun ömürler versin sana karaoğlan ;)

4 Kasım 2010 Perşembe

Keçe kral tacı




Hep kızlara mı çalışıcaz yani :)
Bu sefer de bi arkadaşımın oğlu için yaptım bu tacı.



Üzerindeki aslan tasarımı bana ait değil malesef.
Nette görüp kaydetmiştim.
Ama çok şirin değil mi? :)


Bu sefer silikonla yapıştırmak yerine makinada diktim.
Ve kesinlikle bu neticeden daha çok  hoşlandım.
Arkası yine lastikli.
Kullanımı çok kolay ve rahat.


Umarım minik aslan kral da tacını beğenir,henüz haberi yok bundan :)

Sevgiler....

2 Kasım 2010 Salı

Keçe kraliçe tacı



Miniğime,
yaklaşan ikinci yaş doğumgününde kendini özel hissettirmek için hazırladığım kraliçe tacı :)






Önceleri toka bile taktırmayan kızım,şimdi başına birşeyler takmayı çok seviyor.



Tacını başından hiç çıkarmayacak gibi :))





Arka tarafını lastikli yaptım ki hem minik başlar acımasın hem de tam olarak kavrasın :)











27 Ekim 2010 Çarşamba

Puzzle yapımı (peçete dekupaj yöntemi ile)




10 marifette gördüm bu fikri.
Ve daha görür görmez bilgisayarı bırakıp odaya geçtim.

Orjinalinde ahşap küplere yapılmıştı.
Ben evde bulduğum bi kontraplak üzerine yaptım.




Önce bir yüzünü beyaz akrilik boya ile bir kat boyadım.
Kuruyunca peçeteyi bütün halde yapıştırdım.
O da kuruyunca vernikledim.



En son olarak parçalara ayırdım.
Maket bıçağıyla kesmekte biraz zorlansam da çok sorun olmadı.


Minik parçalar,minik ellerle  evin muhtelif köşelerine taşınmaya başladı bile ;)

26 Ekim 2010 Salı

Bir annenin hafakanları

Kızım 2 yaşına girmek üzere..
O yeni yaşına girerken ben de gel-gitler ve kafamda onlarca soru işaretleri ile başa çıkmak durumundayım..

İlk çocuklar,hele ki uzun süre kardeşleri olmazsa- hep şımarık olmak zorundalar mıdır?

2 yaşında tüm benliklerini sararcasına ortaa çıkan bu yeni huylar geçici midir?

Şımarık olmak tam manasıyla nedir?

2 yaşındaki bir çocuğa şımarık demek için henüz erken midir?

Bebeklikten yeni çıkmış olduğunu sık sık hatırlamak mı gerekir?

Alınması gereken önlemler nelerdir? Yoksa geç mi kalınmıştır?

Her isteğini mızırdayarak anlatan ve bunu huy haline getiren minik bir kıza karşı sergilenmesi gereken tavır ne olmalıdır?

Hele ki çalışmıyor ve sürekli minikle beraberken ,hep sabırlı ve sakin olmak nasıl başarılır?

2 yaşındaki bir minik istediği en ufak şey bile yapılmayınca ya da yapılmasını beklerken gereken sabrı gösteremeyince şiddete başvuruyorsa,elinde her ne varsa etrafa atıyor ya da elinin uzandığı ilk kişiyi -büyük ya da küçük- tırmalıyorsa ne yapmak gerekir?

İstediklerini yapmamak ne kadar çözümdür?

Unutturmaya çalışmak işe yaramıyorsa,anlatmak fayda etmiyorsa, "yapma"denilen şey her seferinde daha bir hevesle yapılıyorsa anne akıl sağlığını nasıl muhafaza etmelidir?

Minikleri bu koskocaman "ego"larından sıyırmak,zamanla bu "ben" merkezli hayatlarından kurtarmak mümkün müdür?

Yoksa bu durum tek çocuk olmanın mutlak kaderi midir?

Tüm gün 100% gayret ve enerji ile bu durumla boğuşup,sabrını en üst seviyede tutmanın sonucu, sürekli yanında olan anneye kıymetsiz olduğu hissetirilir ve özlenen babaya eve adım attığı saniyeden itibaren tüm sevgi ve alaka kanalize edilirse,anne neler hissetmelidir?

"Biraz beni özlese mi acaba?" "daha az görüşsek daha sağlıklı bir iletişimimiz olur mu?" "ama o zaman tüm gün bir yabancının kızımla iletişimi nasıl olacak?"  şeklinde akla gelen sorular ve gel-gitler hemen def mi edilmelidir?


Çok karamsar bir tablo çizdim eminim.Aslında durum burada ifade ettiğim kadar kötü değil.Kızımla olmaktan çok memnunum,Allaha şükrediyorum çalışmak zorunda olmadığım için.Biliyorum o da mutlu..
Ama sadece bu sıralar sürekli bunları düşünüyor ve araştırıyorum.İleride pişman olmamak adına şimdi doğru adımlar atmak ve yerinde kararlar vermek istiyorum.

Çocuk büyütmek çok zormuş.Fiziksel ihtiyaçlar bir şekilde gideriliyormuş.Ama ya bu miniklerin karakterleri? Faydalı birer insan olarak yetişmeleri..İşte bunlar hepsinden daha zormuş.

Daha yeni başlıyoruz ama ben endişeliyim...
Related Posts with Thumbnails